Dedemin İnsanları-Yaşanmış Bir Hikâyenin, Yaşamayan İnsanlarına…

Bir Çağan Irmak klasiği ile daha karşı karşıyayız. Çağan’ın sinema dilini çok seviyorum o insanı ta en başından yakalayıveren halini. Hikâyeyi anlatmaktaki ustalığını, duygusallığını, müzik seçimini ve o müzikleri filmlerinde ustalıkla kullanışını çok seviyorum.

Bu filmi dedesi Mehmet bey’e ithaf ederek gerçek bir hayat öyküsünden yola çıkmış. Filmi izlerken daha önce izlediğim sevgili arkadaşım Murat Ünal’ın 2009 yılında ödül almış belgeseli Bin Kederle Düştüler Yola: Adı Mübadele’den sahneler geldi sık sık gözümün önüne. Zorla topraklarından ayrılan insanların hiç bitmeyen yuva ve geride bıraktıklarına duydukları özlemi ve asla bir yere ait olamama duygusunun çaresizliğini hissettim. Mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere bir defa daha, ama bu kez farklı bir yerden baktım.

Üç şekerli olmanın aslında nede keyifli bir şey olabileceğini fark ettim. Ege insanının o sıcacık halini, komşuluğu, dostluğu, insanlığı ve özlediğimiz ama neyi özlediğimizi dahi unuttuğumuz pek çok şeyi hatırladım.

Yıllar önce Makedonya’ya yaptığım bir ziyaret esnasında tanıştığım kerem geldi gözlerimin önüne. Türkçe konuştuğumuzu duyduğunda dükkânını kilitleyip o gün bize Üsküp’ü gezdirmişti. Sözleri kulaklarımda çınladı yeniden. “Ya ablacım kapalı çarşıya geldiğimde bana gavur kerem diyorlar çok ağırıma gidiyor. Ben Türk’üm demişti.”

Siyasi oyunlara alet edilip köklerinden koparılan, denizin iki yakasının güzel insanlarının hüzünlü ve bir o kadarda güzel anlatılmış hikayesini izlerken eminim benim kadar keyif alacaksınız.

“Bizim buralarda zaten kim azcık üç şekerli değil ki” :D

Filmin konusu kısaca şöyle,

DEDEMİN İNSANLARI, küçük bir kasabada yaşayan on yaşındaki Ozan (Durukan Çelikkaya) ve dedesinin (Çetin Tekindor) hikâyesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor.

Ozan, Ege’de küçük bir sahil kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Girit göçmeni dedesi Mehmet Bey nedeniyle arkadaşları onunla “gavur” diye alay etmektedir. Yalnız kalmaktan korkan Ozan, başta dedesi olmak üzere ailesine kızar. “Biz Türk’üz” diyerek onlara kafa tutar.

Ozan’ın dedesi Mehmet Bey, kasaba eşrafından saygın bir adamdır. Kasaba halkına kol kanat gerer, sorunlarıyla ilgilenip onlara yardım eder. Hoşgörüsüyle bilinen Mehmet Bey, torununun bu durumundan dolayı üzülmekte ve endişe duymaktadır. Mehmet Bey, daha yedi yaşındayken, ailesi zorla topraklarından kopartılmış, mübadeleyle Girit’ten göçmüşlerdir. Mehmet Bey’in en büyük arzusu, ölmeden evvel doğduğu toprakları görebilmektir. Bu özlemle sık sık içinde mektuplar olan şişeleri Ege’nin mavi sularına bırakmaktadır.

Filmin kronolojik öyküsü 1979 yılı yazı başlıyor, 1980 darbesi sonrasına uzanıyor.  1994 yılında sonlanıyor. 1923 yılında yaşanan göç, dedenin ailesi ile Girit’ten ayrılışı ve İzmir limanına varışları, geri dönüşlerle aktarılıyor. Bir de 1974 yılına ait çok kısa bir geri dönüş sahnesi var. Dolayısıyla dört farklı döneme ait mekânlar kurmak gerekmiş.

1979–80 yılları Milas, Bodrum ve Söke çevresinde çekilmiş. Buralardaki mekânların bir ikisi dışındakiler tamamen yeniden donatılmış. Ailenin yaşadığı ev ve dedenin tuhafiye dükkânı “yapısal’’ müdahaleler yapılmış. Çarşıda bazı dükkânların cephelerinin değiştirilmesi, mekânlara uygun bazı mobilya ve aksesuarların üretilmesi,  sokaklarda döneme ait olmayan pek çok şeye –plastik pencereler, elektrik kutuları gibi-  müdahale edilmesi gerekmiş.  Plaj sahnesi içinse elde sadece bir koyda, boş bir alan bulunmuş. Orada görecekleriniz tamamen yeniden inşa edilmiş. Çok dar olan kumsala kum takviyesi dahi yapılmış.

1923 yılı göç sahneleri Gökçeada çekilmiş. Dedenin doğduğu ev için boş bir yapı, birkaç gün içinde iki farklı dönem için tasarlanmış.

Mübadiller için Anadolu’daki ilk durak olan karantina mekânı tasarımı için o dönemlere dair yoğun bir araştırma yapıldıktan sonra tasarım yapılmış. Bu tasarım yapılırken de en ince ayrıntıya kadar her şey düşünülmüş.

Most Production ve Ay Yapım’ın yapımcısı olduğu, Çetin Tekindor, Hümeyra, Zafer Algöz, Yiğit Özşener, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Ezgi Mola, Mehmet Ali Kaptanlar, Sacide Taşaner, Ünal Silver, Ushan Çakır, Serkan Genç, Yiğit Arı ve Durukan Çelikkaya’nın rol aldığı DEDEMİN İNSANLARI, 25 Kasım’da tüm Türkiye’de vizyona girecek.

Şimdiden iyi seyirler dilerim…

24 Kasım 2011

İlk yorum sizden

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır. (*) Doldurmak zorunludur.