Yunan mitolojisi, tanrılar ve insanların masalsı ilişkileri kimin ilgisini çekmez ki. Bu son derece ilgi çekici efsaneler ilk kez 1981 yılında Desmond Davis’in yönetmenliğinde Clash of the Titans çekilerek vücut buldu. 2010 yılında ise aynı isimle bu defa Louis Leterrier yönetmenliğinde izleyicisi ile buluşan bu tekrar filmi de izleyiciye sunduğu görsellik, bol aksiyon ve özünde barındırdığı insanların hikaye duymaya olan ihtiyaçlarıyla ön plana çıktı. Devam filmi kaçınılmazdı ve 30 Mart 2012 de gösterime girecek olan Wrath of the Titans’la da devam filmi geldi.
Jonathan Liebesman’nın yönetimindeki “Wrath of the Titans/Titanların Öfkesi”nde Başrollerinde ilk filmden de hatırladığımız karekter var Sam Worthington (Perseus) , Ralph Fiennes (Hades) ve Liam Neeson (Zeus). Üçlü bir kez daha savaş halindeki tanrıları canlandırıyorlar.
Filmin konusuna gelecek olursak senaryo mantığının karekter özdeşleşmelerinde uygulanması gereken en önemli kurallarından biri kullanılarak başlıyor. “Kahramanı zor bir duruma sok” Kahramanımız Zeus’un (Neeson) yarı tanrı oğlu Perseus’un (Worthington) canavar Kraken’i kahramanca alt edişinin üzerinden on yıl geçmiştir. Perseus şimdi bir kasaba balıkçısıdır ve 10 yaşındaki annesiz oğlu Helius’a babalık yaparak sakin bir yaşam sürmeye çalışmaktadır. Bu sakin hayatı babası Zeus’un kendisini ziyaretiyle bir anda son bulur. Zeus zor durumdadır ve Perseus’un yardımına ihtiyacı vardır. Bundan uzun yıllar önce Zeus (Neeson), Hades (Fiennes) ve Poseidon’un (Danny Huston) babaları olan Cronos’u uçsuz bucaksız yeraltı’nın dibinde bir zindan olan Tartarus’un karanlık deliklerinde çürümeye terk etmişlerdir. Şimdi ise insanların tanrılara olan inançlarının azalması sebebiyle güçlerini kaybetmeye başlamış ve Cronos’u kontrol etmekte güçlük çekmektedirler. Yardım teklifini sakin balıkçılık hayatına devam etmek için geri çeviren Perseus Kronos’un güçlenmesiyle birlikte hayatını adadığı oğlu Helius’un ve tüm insanlığın tehlikede olduğunu görünce daha fazla yaşananlara kayıtsız kalamaz ve bu yarı tanrı kahramanımız kılıcını gömdüğü yerden çıkarıp uçan atı Pegasus’a atladığı gibi maceraya doğru yola çıkar. Bu arada Hades Zeus’un tanrı oğlu Ares’le (Edgar Ramirez) birlikte taraf değiştirerek Zeus’u yakalamak için Cronos’la anlaşma yapmıştır. Titanlar gün geçtikçe güçlenmektedirler. Kahramanımız Savaşçı Kraliçe Andromeda (Rosamund Pike), Poseidon’un yarı tanrı oğlu Agenor (Toby Kebbell) ve devrik tanrı Hephaistos’un (Bill Nighy) yardımına başvurur. Yüzüklerin efendisine benzer bir kader arkadaşlığı ve başlayan macera Egzotik adalar, Tepegözler, Minotaur’un sırlar labirenti, 3 gövdeli Makhai savaşçıları eşliğinde tam bir görsel şölene dönüşür. Zeus’u kurtarmak, Titanların iktidarına son vermek ve insanlığı kurtarmak yine Perseus’a düşmüştür.
Filmde sık sık bir yarı tanrının neden kılıç kullandığını düşünmeden edemedim. Hiç mi babana çekmedin kardeşim :). Bana göre Persaus’un da birazcık tanrısal yeteneklerinin ön plana çıkması gerekirdi. Sonuçta bir yarı tanrıdan bahsediyoruz ama dimi.
“Wrath of the Titans/Titanların Öfkesi”nin kamera arkası ekibinde, görüntü yönetiminde Ben Davis, yapım tasarımında Charles Wood, kurguda Oscar ödüllü Martin Walsh (“Chicago”), kostüm tasarımında ise Jany Temime yer aldı. Filmin müziği Oscar adayı besteci Javier Navarrete’nin (“Pan’s Labyrinth”) imzasını taşıyor.
“Wrath of the Titans/Titanların Öfkesi” önceki filmden bazı yetenekleri de bir araya getirdi. Bunlar arasında, Oscaradayı görsel efektler amiri Nick Davis (“The Dark Knight”), Oscar adayı protez amiri Conor O’Sullivan (“The Dark Knight”, “Saving Private Ryan”) ve Oscar ödüllü özel efektler ve animatronik amiri Neil Corbould (“Gladiator”) sayılabilir. Dolayısıyla film görsel anlamda tam bir şölen 3D teknojisinin de katkısıyla bu görsellik en yüksek seviyelere çıkıyor. Masalları ve mitolojiyi seviyorsanız, içinde bolda aksiyon olsun diyorsanız film tam size göre. İyi bir hafta sonu seçimi olabilir diyorum ve şimdiden iyi seyirler diliyorum.
[youtube 044BLsDCucc nolink]