Underworld Awakening/Karanlıklar Ülkesi Uyanış’ın başrollerinde Kate Beckinsale (Underworld, The Aviator, Nothing But The Truth), Stephen Rea (V for Vendetta, The Crying Game), Michael Ealy (Seven Pounds, Barbershop), Theo James (You Will Meet A Tall Dark Stranger), India Eisley (The Secret Life of an American Teenager) ve Charles Dance (Game of Thrones, Alien3) yer alıyor.
Filmin yönetmenleri ise Mårlind & Stein (Shelter, Storm). Senaryosunu ise Len Wiseman (Underworld, Underworld: Evolution) ile John Hlavin’in (The Shield) ait. Yapmıncılığını Tom Rosenberg (The Lincoln Lawyer, Million Dollar Baby), Gary Lucchesi (The Lincoln Lawyer, Million Dollar Baby, Underworld), Len Wiseman ve Richard Wright (The Lincoln Lawyer, Underworld) üstlendiği filmin görüntü yönetimini Scott Kevan’ın (Death Race, The Losers) gerçekleştirdi. Müziği ise Paul Haslinger’ın imzasını taşıyor.
Serinin 4 ncü filmi 3 Boyut teknolojisiyle izleyicisi ile buluşurken yine oldukça ses getirecek gibi görünüyor.
Underworld Awakening Vampirler ile Lycan’lar arasındaki binlerce yıllık efsanevi savaşı getirilen yeniliklerle, mitolojik geçmişinden alıp, bilimkurgu, aksiyon ve gerilimin dünyasına sokuyor. Hikaye bizim geçmişimiz, şimdimiz ya da geleceğimizde geçmiyor. Hikaye bu üç zamansal dönemin kendine özgü versiyonunda geçiyor.
Macera bu zamansal süreçte yeni eklenen karakterle de daha bir dinamizm kazanıyor; artık 3 üncü bir türümüz var. Selene’nin kızı rolünde karşımıza çıkan Eve bir Vampir ya da bir Lycan değil. O hem ilk Lycan-Vampir melezi hem de Alexander Corvinus’un soyundan gelen son kişi. Bu durum da onu hem lycanlar hem de vampirler arasında istenmeyen kişi yapıyor.
Filme yeni eklenen bu karakterle de hikayenin bitmediğini ve daha yeni başladığını anlamak hiç de zor değil. Gerek Selene gerekse de Eve ölümsüz oldukları için, kim bilir daha neler olacak.
Yapımcılar bu filmde de ünlü vampir savaşçısı Selene rolünde Kate Beckinsale den vazgeçmeyerek izleyicileri de hayal kırıklığına uğratmıyor. Selene rolü için bir başkasını kabul etmek artık oldukça zor olurdu.
Vampirler ilk kez mazlum konumundalar, dolayısıyla, arka çıkmak istediğiniz bir azınlık haline geliveriyorlar. Yönetmenler kızını koruma iç güdüsüyle dolu bir Selene yaratarak seyirciyi daha ilk sahneden yakalamayı başarmışlar.
Gelelim filmimizin konusuna, vampir savaşçımız Selene bu güne kadarki en çetin rakibiyle karşı karşıya geliyor, üstelik tam da uğruna savaştığı her şeyi değiştirecek, şok edici bir sırrı yeni öğrenmişken.
Selene ile insan-Lycan melezi sevgilisi Michael’ın “Underworld Evolution/Karanlıklar Ülkesi Evrim”de Vampirlerin atası Marcus’u ortadan kaldırmasının üzerinden 15 yıl geçmiştir. Aradan geçen zamanda, insanoğlu gerek vampir gerek lycan klanlarından haberdar olmuş ve her iki türü de ortadan kaldırmak için seferberlik ilan etmiştir. Bu soykırım sürecinde ele geçirilen Selene on yıldan fazla bir süre sonra uyanır ve kendini Antigen’deki gizli bir laboratuarda tutsak bulur. Antigen vampirleri ve lycan’ları yaratmış olan virüse karşı bir aşı geliştirme amacı güden güçlü bir biyo-teknoloji şirketidir.
Michael’ın öldüğü haberi Selene’i çok üzse de, dondurulmuş şekilde geçirdiği zaman zarfında Michael’dan olan kızı Eve’i (India Eisley) doğurduğunu öğrenmek bu acıyı gölgede bırakır. Kendi ve çocuğu için sığınacak bir yer ararken, Selene kendini, bir zamanlar gururlu oluşlarıyla tanınan türdeşlerinin soyunun neredeyse tükenmek üzere olduğu, sağ kalanların ise yeraltına çekildiği bir dünyada bulur.
Geriye kalan klanlar tarafından dışlanan Selene genç Vampir David’in (Theo James) desteğiyle, hem kendini hem de çocuğunu yok etme planları yapan ve gizli güçleri içinde barındıran Antigen’e karşı kanlı bir intikam savaşına girişir.
Film yeni RED Epic kameralarla Vancouver da çekildi. Bu kameraların olağanüstü 5K (5 bin) çözünürlüğü (HD’nin yaklaşık beş katı civarında) var ve dolayısıyla inanılmaz bir görüntü kalitesi sağlıyor. LIDAR adı verilen lazer teknolojisi sayesinde, yapım ekibi, yönetmenlerin istekleri doğrultusunda gerçek dünyada olmaması gereken bir şehri Vancouver’in siluetinde “Underworld Awakening/Karanlıklar Ülkesi Uyanış” için baştan sona yeniden yaratmışlar.
03 Şubat 2011 de izleyicisyle buluşacak olan, Underworld serisinin 4 üncü filmi hem 3D teknolojisi hemde içeriğindeki aksiyonuyla beklentilerinizi fazlasıyla tatmin edecek. Şimdiden iyi seyirler dilerim.