THE BOURNE LEGACY/ BOURNE’UN MİRASI

Bourne’un Mirası /The Bourne Legacy 31 Ağustos 2012’de vizyonda. Yönetmenliğini diğer üç filmde senaryo yazarı olarak karşımıza çıkan Tony Gilroy’un yaptığı filmin oyuncu kadrosu ise şöyle Jeremy Renner, Rachel Weisz, Edward Norton, Albert Finney, Joan Allen, Scott Glenn, Stacy Keach, Oscar Isaac

Bourne Filmleri Neyi Anlatıyor?

Eğer bir sinema tutkunuysanız Bourne serisini elbette biliyorsunuzdur. Amerikalı yazar Robert Ludlum’un kitabından sinemaya uyarlanan filmde, CIA’in içinde oluşturulan Treadstone isimli özel bir projenin yetiştirdiği kusursuz denecek profesyonellikteki ajanlarından Jason Bourne’ un nefes kesen macerası anlatılır. Bir görev esnasında hafızasını yitiren ajan Bourne, kendine geldiğinde kim olduğunu, sahip olduğu yeteneklerin kaynağını bilmez halde kimliğini keşfetmek için aksiyon ve macera dolu bir yolculuğa çıkar.

Serinin Hikayesi

Robert Ludlum’un kitabından sinemaya uyarlanan bu harika üçlemeyi izlemeden önce 1988 yapımı orjinal ilk TV dizi filmini seyretmenizi öneririm. Richard Chamberlain’ın etkili oyunu ile birlikte sürükleyici senaryo insanı ekrana kilitliyor.

14 sene sonra gelen tekrar filmin The Bourne İdenty/ Geçmişi Olmayan Adam’da teknolojinin de desteği alınarak üçlemenin ilk serisi beyaz perdeyle buluşuyor. Bu filmde kahramanımız ölmek üzereyken bir İtalyan balıkçı teknesi tarafından bularak kurtarılır. Genç adam iyileştiğinde, ciddi bir hafıza kaybı geçirdiği fark edilir. Kim olduğunu ve o hale nasıl düştüğünü hatırlamamaktadır. Kim olduğunu araştırırken, bazı özel yetenekleri olduğunu fark eder. Yakın dövüş ve yabancı dillere inanılmaz yatkınlığı vardır. Marie adlı güzel kadının da yardımıyla kendisini öldürmeye çalışan suikastçılardan kaçarak kimliğini bulmaya çalışır.

2004 yılında izleyicisi ile buluşan  The Bourne Supremacy/ Medusa Darbesi’nde ise Hala bellek kaybının etkisinde olan Bourne, şiddet dolu geçmişini geride bırakarak kız arkadaşı Marie ile huzurlu bir hayat yaşamaya başlamıştır. Fakat planları bir gün kendisine yapılan bir suikast girişimden ucu ucuna kurtulması ile paramparça olur. Şimdi bilinmeyen düşmanı tarafından izlenen Bourne hem kolay bir hedef olmadığını hem de becerileri, kararlılığı ve çevikliğiyle hafife alınmayacağını kanıtlamak zorunda kalır.

Ve  2007 yılında gelen The Bourne Ultimatum/ Son Ültimatom ile seri tamamlanıp kült filmler arasındaki yerini alır. Bu filmde Jason Bourne’in tek isteği ortadan kaybolmaktır. Ancak kaybolmayı başaramadığı gibi kendisini yaratanlar tarafından ele geçirilir. Hafızasını ve sevdiği tek insanı kaybetmiş olan Jason Bourne, iyi eğitimli yeni kuşak katillerin yoğun ateşi altındadır. Artık sadece tek bir hedefi vardır. Başlangıca dönmek ve kendisinin kim olduğunu bulmak.

Bu üç filmde de kahramanımız James Bourne karakteri izleyici tarafından oldukça sevilmiş ve karaktere hayat veren Matt Damon’la bütünleşmiştir.  Bourne’a beyaz perdede kimlik kazandıran Matt Damon’ın Bourne karakterindeki performansı da izleyici üzerindeki bu etkinin büyük sebeplerinden biridir.

 

Karakterin Yaratıcısı

Robert Ludlum, 2001’in mart ayında öldüğünde milyonlarca hayranı harika öyküler üreten bu romancının arkasından yas tutmaya başladı. Tüm dünyadaki okuyucuların ve izleyicilerin büyük ısrarları karşısında Ludlum Vakfı, yazarın hem dostu, hem de en büyük hayranlarından biri olan ünlü yazar Eric Van Lustbader’e başvurarak Bourne maceralarının devamını yazmasını önerdiler. Teklifi kabul eden Lustbader Bourne Legancy /Bourne’un Mirası ve Bourne Betrayel /Bourne’un İhaneti adlı iki devam kitabı daha yazdı.

Gelelim filme

Vizyona girecek olan film Bourne Legancy /Bourne’un Mirası kitabın tam bir uyarlaması olmaktan öte daha çok orijinal bir senaryo. Bunda bu filmde Matt Damon’un oyuncu olarak yer almamasının da rolü oldukça büyük diye düşünüyorum. Çünkü kitabın konusunda olaylar ,CIA’den emekli olup Georgetown Üniversitesi’nde dil-bilim profesörü olarak çalışan David Webb’in (namı diğer Jason Bourne) kampusta kiralık bir katilin kurşunlarından kıl payı kurtulması ve en yakın iki dostunu öldürmekle suçlanmasıyla başlıyor. Böylece Webb elinde olmadan ölümcül Bourne kişiliğine tekrar bürünmek zorunda kalıyor ve olayların ardındaki gizemi çözmek için CIA ve acımasız katiline karşı büyük mücadele veriyor.

Bu bağlamda filme gelecek olursak yukardaki konunun tamamen dışında bir konuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu defa yeni bir kahramanımız var Aaron Cross/JEREMY RENNER. Bourne’un sebep olduğu Treadstone programındaki çatlak CIA’in yürüttüğü bir diğer program olan Outcome adındaki programı da tehlikeye sokar ve CIA yürüttüğü bu programı da sonlandırma kararı alır. Treadstone’unun aksine Outcome ajanları Savunma Bakanlığı’nda kullanılmak üzere eğitiliyor ve geliştiriliyorlar. Outcome ajanları suiskastçilerden öte istisnai, yüksek riskli, uzun dönemli istihbarat görevlerinde kullanılmak için eğitiliyorlar. Henüz Bourne’dan kurtulamamış olan CIA birde Outcome ajanlarından Aaron Cross’la mücadele etmek zorunda kalıyor. Filmde  Aaron Cross’a/ JEREMY RENNER programın bilimsel araştırmalarını yürüten ekipten Dr. Marta Shearing /RACHEL WEISZ  eşlik ediyor. Dr. Marta Shearing  Outcome’dan sorumlu ve çığır açan bilim onun laboratuvarında geliştiriliyor.Görevlerinin arasında Outcome ajanlarını bölgeden geçerken, ender rastlanan durumlarda izlemek de var.  Diğerleri gibi Aaron’ı da bir sayı, klinik bir nesne, bir kobay olarak tanıyor.  İşinin ahlaki boyutunu görmezden geliyor ama tüm programın sonlandırılması gerektiğinde hayatı tehlikeye giriyor, hayatta kalmak için savaşırken kader Aaron’la yollarını kesiştiriyor ve kahramanımıza yardım ediyor. Tüm bunlar bir kovalamaca ve aksiyon sarmalı ile harmanlanıyor. Film bastan sona bu şekilde devam ediyor.

Bourne hikayesine yan karakter olarak karşımıza çıkan Aaron Cross karakterinde JEREMY RENNER oldukça başarılı bir oyunculuk performansı sergilese de maalesef ki Bourne’un gölgesinde kalıyor. İzleyici olarak sık sık kendinize şu soruyu soruyorsunuz “e ben bu hikayeyi biliyorum da Bourne’a ne oldu?” Filmde birkaç sahnede Bourne’un resimleri ve ismi geçse de maalesef bir sonuca bağlanamıyor ve havada kalıyor.

ABD’de vizyona giren film çok daha küçük bir bütçeye sahip olmasına rağmen, açılış haftasında 40 Milyon dolarlık hasılat yaparak, 19 Milyon dolar hasılat yapan “Kara Şövalye Yükseliyor”un ilk hafta hasılatını ikiye katladı. Fakat bana göre bu başarı tamamen Bourne isminden ve bu serinin mirasından kaynaklanıyor.

Her şeye rağmen film baştan sona aksiyonun dolu ve sıkılmadan izleyeceginiz  başarılı bir yapım ama kesinlikle bir Bourne filmi değil. Şimdiden iyi seyirler dilerim.

 Filmin Türkçe alt yazılı fragmanı

[vimeo 48361352]

 

 

THE BOURNE LEGACY/ BOURNE’UN MİRASI” için 3 Yorum Yapıldı

    • Funda Blog Yazarı

      Yazının ilk cümlesi "31 Ağustos'ta vizyona girecek" bu soru biraz tuhaf olmuş

      Cevapla

Siz de yorum yazın

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır. (*) Doldurmak zorunludur.