Skorsky İle Uçmak…

Epeydir bunu yazmayı istiyordum kısmet bugüneymiş. Evet, başlığı yanlış okumadınız skorsky ile uçmak, ne deli ne çılğın bir duygudur o. Oldum olası biraz aklına eseni yapmayı seven özgür ruhlu bir kadın oldum her ne kadar hayat bunları kısıtlasa da yinede olabildiğince hepsini yapmaya çalıştım. Bu tecrübe en güzellerinden biriydi. Mesleğimin bir hediyesi diyelim. :)

O gün çekim ekibiyle birlikte yola çıktığımızda heyecanımı belli etmemeye çalışsam da gözlerimin içi ışıl ışıl, yaramaz bir kız edasıyla yerimde duramıyordum. Hiçbir şey eksik olmamalıydı. Çünkü hayran olduğum bu güzel makinenin tanıtım çekimini yapmak üzere yola çıkıyorduk.

İki kameraman arkadaşım ve ben çekimin yapılacağı yere vardığımız da bütün hazırlıklar tamamlanmış, yanımıza mihmandar olarak verilen subay bizi karşılamıştı. Önce, çay kahve eşliğinde çekimin nasıl olacağı konusunda ki kısa brifingden sonra bizi alana götürdüler. Çekimin yapılacağı yere gitmek üzere başka bir helikopterle bir müddet gidecektik. Kameraman arkadaşımın yüzünde endişeli bir ifade vardı bense yerimde duramıyordum. İlk kez helikoptere binecektim. Mihmandarımız çok şakacı biriydi sürekli espriler yapıyor bizi rahatlatmaya çalışıyordu. Bir aralık “Funda hanım korkuyor musunuz yoksa ?” dedi. Korkması beklenen bendim tabi ki bayanım ya. Gayet neşeli bir edayla “asla” dedim ve helikoptere atladık. Bindiğimiz helikopter taksi diye tabir edilen bir yerden bir yere ulaşım amaçlı kullanılan arkası 3 kişilik koltuklardan oluşan basit bir helikopterdi. Yanımda oturan sevgili kameramanım Mehmet gözlerini kapatmış bir şeyler mırıldanıyordu. Hep beraber gülüştük.

Helikopter bizi çekimin yapılacağı tepeye bırakıp gitti. Üç beş dakika sonra da skorsky ler gelmişti. Önce yerden yaptık çekimlerini. Üstümüzde o kadar alçaldılar ki bu muhteşem bir andı. Kocaman dev bir kuşun elinizi uzatsanız değebileceğiniz bir mesafede olması gibi inanılmaz bir adrenalin vardı. Bu harika aletin büyüklüğü ile yapabildikleri hiç de doğru orantılı değildi sanki. Sonra o muhteşem an gelip çattı. Skorskylerden biri gelip bizi alacak ve onun içinden de çekim yapılacaktı.  Profesyonelliğe yedirebilsem “heyooo” diye çığlık atacaktım fakat kibarca helikoptere doğru yöneldim. Mehmet’in tepkilerinden sonra mihmandarımız sürekli onunla uğraşır olmuştu. :)  “Korkmayın bir şey yok” derken sinsi sinsi gülüyordu sanki.

Skorskynin içine bindiğimizde diğer helikopterden oldukça farklı olduğunu gördük. Öyle içinde koltuk düzeni filan yoktu sadece en arka kısımda yan yana oturabileceğiniz 5-6 koltuk vardı. Hemen yerlerimizi aldık, kamera düzeneğimizi helikopterin içine kurduk. Bize ilk etapta kemerlerimizi bağlamamız ve oturmamız söylendi. Belimin hizasındaki kemeri takıp beklemeye başladım. O sırada mihmandarımız olan subay kemerlerimizi kontrol etmeye geldi ve hepsini takmamızı söyledi “nasıl yani” demişim. Gülümseyerek omuzlarımdan aşağıya iki kemer daha indirip hepsini göğsümün tam ortasında birleştirdi. “Buna ne gerek var ki” diye düşüncem, ilk 5 dakika sonunda “ulan bunda başka kemer yok mu?” ya dönüştü. Pilotlar aralarında anlaşmış ve bize hayatımızın sonuna kadar unutamayacağımız bir 10 dakika yaşatmaya karar vermişlerdi.

O kocaman harika canavarın neler yapabildiğine yaşayarak tanık oluyorduk. 180 derecelik açılar yapıyor yükseliyor ve sonra tepe üstü dalışa geçiyordu. Yer ve gök karışmıştı artık. Bir an saçlarım tepemden aşağı sallanıyor ve ben ümitsizce ayaklarımı kontrol etmeye çalışıyordum. Sonraki bir an sırtım koltuğa yapışmış yaklaşmakta olduğumuz tepeye çarpacağız diye çığlıklar atıyordum. Ekibin beti benzi atmıştı. İşte o anda muhteşem kameranım Mehmet yapacağını yaptı ve çıkarmaya başladı. Alelacele çantamdan çıkardığım poşeti kendisine verip fularımı burnuma doğru getirdim ve ona bakmamaya çalıştım. Çünkü cidden bende zor durumdaydım. İçim dışıma çıkmış olmasına rağmen öyle eğleniyordum ki bir ara mihmandarımızın yaptığı “ok” işaretine aynı şekilde karşılık verip kahkahalar atmışım. On dakika öyle uzun bir zamanmış ki arkadaşlar size anlatamam.

Korktum mu? Sanırım bir ara Kelime-i Şahadet getiriyordum. Anlayabilmeniz için şöyle tarif edeyim parmaklarınızı birleştirip elinizi tak dik olarak yukarı bakar şekilde tutun. Kolunuzu o dik açıyla yukarı doğru kaldırın. Kolunuzla birlikte elinizi de tam bükmeye çalışarak bu defa parmak uçlarınız aşağıya bakacak şekilde dalışa geçin. Böyle çığlınca hareketi kaç tonluk bir makinenin yaptığını düşünün ve sizde içindesiniz… :) Bu gün bile hatırladığımda vücudumda ki adrenalin seviyesi artıyor. O muhteşem 10 dakikanın sonunda canavar bizi aldığı tepeye bıraktı. Koşarak yanından uzaklaşırken bir ara kafamı çevirip baktım inanılmaz bir hızla yerden havalanıp yan yatıp kayboldu. Kesinlikle muhteşem bir andı. Bu arada Mehmet ruhunu teslim etmiş suratı bembeyaz bir halde hala çıkarıyordu. :)

Biraz toparlandıktan sonra taksi helikopterimiz bizi almaya geldi. Skorsky ile uçtuktan sonra oldukça yavan geçen bir 20 dakikadan sonra yerimize vardık. Mihmandarımız bize kahve ikram etmek üzere gazinoya götürdü. Çılgın pilotlarımızla da tanışacaktık. İçeri  iki tane üsteğmen girdi. Hala gülüyorlardı. “Hedef aslında sizdiniz genelde bayanlar dayanamaz ama bu defa piyango kameramana vurdu” dediler. Hatta pek çok öğrencinin ilk eğitim uçuşunda aynı şeyleri yaşadığını anlattılar ve beni tebrik ettiler. Tabi beni tanımadıkları için kibarca gülümseyerek tebrikleri kabul ettim. Oysa bilseler ki karşılarındaki kadın köprüden aşağı ayağında bir lastikle atlayıp bungee jumping yapmış. Skorsky ne yani. :)

İnanılmaz bir tecrübeydi skorsky ile uçmak. Sırada bakalım Süper Cobralar var kısmetse ama onlar iki kişilik. 🙂 Biraz zor görünüyor yani. Ayrıca süper cobraların atışları ile ilgili bir çekim maceramız var ki onu da bir sonra ki yazımda sizlerle paylaşacağım.

“Skorsky ile uçmak” evet kesinlikle çok çılğınca bir şey…

Skorsky İle Uçmak…” için 9 Yorum Yapıldı

  1. ramazan cekıc

    Harıkasın Funda bende yukseklık fobısı var ben almayayım :)

    Cevapla
  2. Ümmühan YETKİN

    Funda hanım merhaba,nasılsınız? Sizi yeni tanıdım internet ortamında..Annenizi kaybetmişsiniz kanserden başınız sağolsun.Ben de annemi kanserden kaybettim,şuan babam kanser ve bir umutla size yazmaktayım...DR.Ziya Özel'e ulaşmaya çalışıyorum,ama mümkün olmuyor,Anvirzel ilacına nasıl ulaşabilirim...Babam akciğer kanseri ve beyine metaztaz var,kemo,ışın vs.aldı ama şuan yürüme güçlüğü çekliyor,benim çok acil yardımınıza ihtiyacım var...T.Yardımcı olursanız çok sevinirim..Çok teşekkürler...

    Cevapla
    • Funda Blog Yazarı

      Ümmühan hanım yazımın http://fundasen.wordpress.com/ adresimdeki kopyasında bir çok yorum var o yorumlarda telefonu var fakat maalesef mayıs ayına kadar hasta kabul etmiyor. Durum maalesef bu şekilde.

      Cevapla
  3. mehmet alben

    Öncelikle anneni kaybetmişin başın sağolsun ben yeni okudum geçenlerde konuştuk ama hiç bahsetmedin. Bu uçma olayına gelince o zavallı garip köylü kameraman benim heralde. Ben o korkudan sonra hiç çocuğum olmaz sanıyordum Allahtan oldu. O günü unutmak mümkün değil unutamıyorum hem sen benim kadar etkilenmemiştin. Kendine iyi bak aileye selam...

    Cevapla
    • Funda Blog Yazarı

      ahahahahah:)) işte müthiş bir itiraf. Aramana çok memnun oldum çok sağol. Anneciğim gitti :/ evet cok zor zamanlar geçirdim. Onu hala çok özlüyorum fakat yapacak birşey yok maalesef :( selamlar sevgiler

      Cevapla

ramazan cekıc için bir cevap yazın İptal

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır. (*) Doldurmak zorunludur.