Kadın Olmak…

Kadın olmak, dünyanın en güzel şeyi bence düşündüm erkek olmak ister miydim diye? Bazen kulağa hoş gelse de istemezdim sanırım. Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, dünyadaki en karmaşık, bir o kadar sevecen ve gizemli bu türle yüzyıllardır baş edemiyorlar değil mi? 🙂

Kadın olduğum için kendimi çok özel bir kulübün üyesi gibi hissediyorum.

Hızlı düşünüp bir anda pek çok şeyi yapabilirsiniz. Çünkü hayat sizin için böyle kurgulanmıştır. Narin yapınıza rağmen güçlüsünüzdür, çünkü güçlü olmazsanız hayatın sizin için biçtiği onca rolün altından kalkmanız mümkün değildir.

Sabah evden çıkmadan anne rolünüzde olmalısınız. Çocukların karnı doyurulacak, saçları taranacak, üsteleri giydirilecek ve her şey dört dörtlük olacak. Bu arada sizde hazır olmalısınız tabi bir saat sonraki toplantınıza ajandanız yerine çantanızda küçük kızınızın biberonu ile gitme ihtimaliniz her zaman var. Gün ilerlemeye başladığında iş kadını rolünüzde olmalısınız. Bir yandan burnu akarak okula gönderdiğiniz yavrunuz için endişelenirken bir yandan da en kritik toplantılarda başrolü oynamak zorunda kalabilirsiniz. Evli iseniz eş rolünüz var. Eşinizi onun iş ortamında ve sosyal yaşamında temsil etmek, ayrıca ona da bakmak, onu sevmek ve ilgi göstermek rolünüz var. Ayrıca, aşçı rolünüzde var hiç yemek yapmayı bilmeseniz de bu da sizin sorumluluklarınızdan biridir. Hafta sonları temizlikçi rolüne girmelisiniz. Lavabolar ovulmalı, kedinin kumu değiştirilmeli ev süpürüp temizlenmelidir ve inanın bana çoğu kadın tüm bunların üstesinden gelebilir.

Bu kadar özel yeteneklerle donatılıp dünyayı güzelleştirmek için gönderilmiş bu üstün varlıkların hayatını zindan eden erkekleri de anlamaya çalışıyorum fakat çok da başarılı olduğum söylenemez.

Ego denilen o korkunç duygunun esiri olduklarını düşünüyorum. Karşılarında ki varlık o kadar karmaşık ve anlaşılmaz bir mucize ki ne yapacaklarını bilemeyip sadece bedensel üstünlükleriyle onları hırpalamaya çalışıp “nerden çıktın sen başıma hani en muhteşem varlık bendim” hırsıyla hareket ediyorlar galiba. Tıpkı ilk çocuğun ikincisine gösterdiği tepki gibi. Oysaki kadın dünyayı güzelleştirmek ve hayatı kolaylaştırmak için bu kadar özel yaratılmıştır.

Kolaydır aslında kadın, EŞ değil EŞİT olmaya hakkı vardır. Tek beklentisi sevilmek ve şımartılmaktır. Hayata bir lütuf olmasına rağmen o bunun hiç farkında olmadan geçirir çoğu zaman ömrünü. Kurgu böyledir çünkü. Ama asla unutmayın ki…

O dokunduğunda dünya değişir, O gülümsediğinde güneş doğar, O sevdiğinde hayatın akışı değişir.

İlk yorum sizden

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır. (*) Doldurmak zorunludur.